Ankara'dan yüzler görmek..

29 Mart Pazartesi..
İstanbul'da yaşamaya başlayalı tam 30 gün oldu.. Şehir, mart ayının son haftası şanına yakışır biçimde med cezirlerle dolu zamanlar geçirmeme sebep olduysa da geçtiğimiz üç gün boyunca kendime ait muhteşem anılar oluşturmama yardımcı olarak kendini affettirdi.. Ankara'nın durgun ve huzurlu havası en sevdiğim yüzlerle İstanbul'a geldi ve yeniden ciğerlerime dolup bana en tanıdık, en mutlu ve en dost İstanbul günlerini yaşattı.

İstanbul sen mi büyüksün ben mi? :)

26 Mart Cuma
İstanbul'da yaşamaya başlayalı 27 gün oldu..
Ciddi ve kapsamlı bi değişikliğin içindeyim.. Hem kişisel hem de mekansal algılarım bi maddeye uyum gösteriyormuşçasına tepkiler veriyor :) Bana en zor gelen şehirde ya da insanlarda kendimden hiçbir iz bulamamak oldu.. Herşey ve herkes çok yabancı.. Kendini hiç bir yere, hiç kimseye ait hissedememe duygusu ve buna nasıl da ihtiyacın olduğununun farkına varma..
Farklı uyarıcıların ortama girmesiyle farkındalıklarım da değişti haliyle.. ya da alışkın olduklarımın hayatımdan çıkmasıyla.. Mesela bi vapur kavramım var artık :) Denizin üstünden biyerlere gidebilme durumu :) Değişik renk otobüslerle, akbil denen şekilsiz bir şey kullanmak suretiyle seyahat etme.. Tadını sevmediğim simit.. Bi dünya değişik insan..
Şehrin tarihine yakışan ağır havası.. Deniz kenarında kahvaltı yapabilme :)

İlk bikaç hafta kapalı mekanlardayken kendimi hala Ankara'da zannediodum :) Dışarı çıkınca şaşırıyodum :D Şimdi o durum değişti.. İstanbul'da olduğumu biliyorum ve zaman zaman geride bıraktığım herşeyi şiddetle özlüyorum..

09 Mart 2010 Salı.. İstanbul'da yaşamaya başlayalı 10 gün oldu..